Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Kemalist_Devrimci

Kemalist_Devrimci


Mesaj Sayısı : 339
Kayıt tarihi : 04/08/09
Nerden : Kocaeli

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ? Empty
MesajKonu: ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ?   ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ? EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 3:52 pm

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ?


Kemalizm 'in, bugün yaygın olarak kullanılan karşılığı ******çülük'tür. Ancak ******çülük yerine genelde ******çü Düşünce kavramı kullanılmaktadır. Yasalarımızda dahi ******çülük, ******çü Düşünce olarak ifade edilmektedir.

Anayasa madde l34'te, ****** Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile ilgili düzenlemede;

"******çü düşünceyi, ****** ilke ve inkılaplarını ... bilimsel yoldan araştırmak.." denilmektedir.

Anılan Yüksek Kurum'un, 11.8.1983 tarihli ve 2876 sayılı kanununda da, ****** Araştırma Merkezi 'nin görevi için şöyle denilmektedir (Madde 19 a,b).

"******'ün ... ilkelerini, ******çü Düşünce'yi, ****** inkılaplarını aydınlatacak, değerlendirecek, bilimsel araştırmalar yapmak.."

"Devlet ve toplum hayatına ******çü Düşünce'yi, ****** ilke ve inkılaplarını egemen kılmak ve yaşatmak için gerekli bilimsel araştırma ve incelemeyi yapmak.."

Yürürlükten kaldırılan 11 Kasım 1983 tarihli, 2945 sayılı Milli Güvenlik Kurulu ve MGK. Genel Sekreterliği kanununun 4ncü maddesinde de; "******çü Düşünce, ****** İlke ve İnkılapları" ifadesi yer almaktaydı.

Görüldüğü gibi Anayasa ve yasalar, Kemalizm veya ******çülük yerine ******çü Düşünce kavramını kullanmakta ve bu kavramı "****** ilke ve inkılapları" ifadesi ile tamamlamaktadır. Ancak günlük yaşamda, eğitim ve bilim dünyasında her üç kavram her defasında arka arkaya sıralanamadığı için, ******çülük, ******çü Düşünce'ye indirgenmiştir. ******çülük yerine ******çü Düşünce kullanılır olmuştur.

******çülüğün ******çü Düşünce şeklinde ifade edilmesinin kanımca bir başka nedeni de; bazılarınca ******çülük yerine "****** İdeolojisi", "******çü İdeoloji" kavramlarının kullanılması ve bazılarınca da bu kavramın Türkçeleştirilmesidir.

******çü Düşünce, şu veya bu sebeple ******çülük yerine kullanılıyor olabilir. Esas olan karşılayıp karşılamadığıdır.

KEMALİZM/ATATÜRKÇÜLÜK NEDİR, ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE NEDİR?

******çülük (Kemalizm), iki ana unsur üzerinde hayat bulur. Biri fikridir, biri iştir. Fikri unsura "******çü Düşünce" denilir. İş unsuru ise; davranış, uygulama, eylemdir. Buna da "******çü Davranış ve Uygulama" veya "******çü Hareket" denmelidir. ****** ve ******çülük, fikir ve hareketi beraber yürütmek zorunluluğunu öngörür.

******çülük (Kemalizm) yerine ******çü Düşünce kullanılınca, düşüncenin harekete dönüştürülmesi gereği duyulmamakta, sistemin iş yönü eksik kalmakta, ihmal edilmekte, hatta ihanet boyutuna varan umursamazlıklar yaşanmaktadır.

******çü Düşünce, ******çü Hareket ile birlikte ******çülüğün (Kemalizm) bir alt kavramıdır. İkisinin varlığı ******çülüğü oluşturur. İkisi aynı anda bir arada ise ******çülük söz konusudur. İş eylem, uygulama, üretme yoksa ******çülük yoktur.

******çülük üst kavramdır. Tanımında yer alan amaçları sağlayacak düşüncelerin üretilmesi ve bunları hayata geçirecek uygulamaların yapılmasıdır. Sözden ziyade davranış ve uygulamadır.

Dolayısıyla ******çü Düşünce'nin ******çülük yerine kullanılması, eksik ifade olmakta;

******çülüğün anlaşılmasında sapmalara neden olmaktadır.
Bunu önlemenin yolu da kavramların içini doldurmaktan geçmektedir. ******çülük nedir, ******çü Düşünce nedir, ******çü Hareket nedir, bunlarda uzlaşıldığında kavram karışıklığı sona erecektir.

******çülük, genel anlamda, ******'ün kazandırdıklarının korunması, geliştirilmesi ve O'nun gösterdiği yolda ve amaçlarda gelişimin sürdürülmesidir. 1920'li, 1930'lu yılları tekrar yaşamak, geçmişe dönmek değil, geleceğe dönmektir. Geleceğe ****** gibi yönelmektir.
******çülüğün tanımı için ******’ün kazandırdıkları ve O'nun gösterdiği hedef, dayanak olmalıdır.

Bu anlayıştan hareketle, ******çülüğün alt kavramları olan ******çü Düşünce'nin ve ******çü Hareket'in tanımlarını şöyle yapabiliriz.
******cü Düşünce:

******'ün;

Türk ulusunun dinamik idealine ulaşmasını,
Devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü,
Ulusal egemenliği ve
Tam bağımsızlığı sağlayan;

devletin, ulusun ve yurttaşın düşünce ve uygulamalarına yön veren, görüşleri ve ilkelerine ******çü Düşünce denilir.

******cü Hareket:

******çü Düşünce'nin amaçları doğrultusunda yapılan davranış ve uygulamalardır.

******çülük, ******çü Düşünce ve Hareket'in toplamı olduğu için bunu da şöyle ifade edebiliriz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kemalist_Devrimci

Kemalist_Devrimci


Mesaj Sayısı : 339
Kayıt tarihi : 04/08/09
Nerden : Kocaeli

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ? Empty
MesajKonu: Geri: ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ?   ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ? EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 3:53 pm

Bu tanımlar, ******çülük ile ******çü Düşünce'nin eş anlamlı olmadığını, ******çü Düşünce'nin ******çülük yerine kullanılamayacağını gösteriyor. Ayrıca ******çülük sözden ziyade uygulama, iş yapma, tanımdaki dört amaç doğrultusunda çalışma olduğu için hiçbir şekilde ******çü Düşünce, ******çülük yerine kullanılmamalıdır. Çünkü bir düşünce tanımdaki amaçlara hizmet ediyor olabilir ama hayata geçirilmiyorsa, harekete dönüştürülmüyorsa, zihinde veya kağıt üzerinde kalıyorsa, o ortamda ******çülük'ten söz edilemez. Aynası iştir kişinin, sözüne bakılmaz. İş var ise ******çülük vardır. Düşünce işe dönüştürülmediyse o sadece ******çü Düşünce'dir, ******çülük değildir.

Tanımlardan ******çülüğün bir yönetim sistemi, bir rejim olduğu anlaşılmaktadır. ******çülük; devletin halkıyla ve diğer devletlerle olan yaşamını; ulusun maddi, manevi ve sosyal yaşamını; yurttaşın maddi, manevi, toplumsal yaşamını düzenleyen bir rejimdir.

TANIMDAKİ ATATÜRK KİMDİR ?

Tanımı yaparken sistemi düzenleyen olarak, tanımın öznesi olarak "******'ün görüşleri ve ilkeleri" denilmiştir. Tanımdaki ****** kimdir? ******çülüğü anlayabilmek için öznenin doğru çözümlenmesi gerekir.

Tanımdaki ******; akıldır, bilimdir ve Mustafa Kemal ******'tür.
Bir düşünce ve onu hayata geçiren hareket akıldan doğmuşsa, bilimle sağlaması yapılmışsa ve tanımdaki dört amaca hizmet ediyor veya en azından zarar vermiyorsa, bu ******çülüğün içindedir. Amaçlara zarar veriyorsa ******çülüğün dışındadır, karşıtıdır. Düşünce ve hareket oluşturulurken elbette M. Kemal ******'ün görüş ve uygulamalarından yararlanılacaktır, kurduğu rejimin temeli olan altı ilkeye sadık kalınacaktır ve altı ilke sistemin her aşamasında sistemin kulvarı, sistemin yolu olarak kullanılacaktır ama günün koşulları, toplumun ihtiyaçları da dikkate alınacaktır.

Bunun böyle olmasını ****** istemektedir:

"Gösterilen yol benim gösterdiğim yol değildir. Gidilmesi zorunlu olan yoldur. Malumu ilam kabilindendir."1

Gidilmesi zorunlu olan yolu da şöyle açıklar:

"Ben manevi miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış düstur bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Zaman süratle dönüyor... Böyle bir dünyada asla değişmeyecek hükümler getirildiğini iddia etmek, aklın ve ilmin inkişafını inkar etmek olur... Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar"2

******çülüğün dondurulmaması, bir doktrine bağlı kalınmaması için de şunu söyler:

"Doktrin istemem, donar kalırız. Biz yürüyüş halindeyiz"3

******çülük; donmuş, dondurulmuş, dogmatik bir sistem değildir. Dinamik, günün koşullarına ve ihtiyaçlarına göre değiştirilebilen bir sistemdir. Hedefinin dinamik olması sistemi statik olmaktan çıkarmaktadır.

ATATÜRKÇÜLÜĞÜN DİNAMİKLİĞİ

Bu noktada önemli bir konu ile karşılaşılmaktadır. Değişimin sınırı nereye kadardır? Kazanılmışların kaybedilmesi de değişim kapsamında görülebilir mi?

Bunun yanıtını tanımda bulabiliriz. Tanımdaki dört amaç ve bu amaçların hayatta kalmasını, geliştirilmesini sağlayan altı ****** ilkesi değişimin sınırını oluştururlar. Değişim bu amaçlara zarar vermemeli, amaçların devamlılığını sağlayan ilkeleri ortadan kaldırmamalıdır. Çünkü bu amaçlar, Türk ulusunun ortak ürünüdür ve günde ve gelecekte ortak çıkarıdır. Türk ulusu bekasını bu amaçları yaşatarak sağlayabilecektir.

Bir düşünce veya hareket bağımsızlığa, ulusal egemenlik sistemine, bölünmez bütünlüğe ve Türk ulusunun çağdaşlaşma kanalında dinamik idealine doğru ilerlemesine zarar veriyor, engel oluyor ise bu ******çülüğün benimsediği değişim, gelişim değil, ******çülüğe karşı harekettir.

Bu sınırın doğru anlaşılabilmesi ve yurttaşların kişisel ve ortak çıkarlarının nerede olduğunu görebilmesi için dört amacın ve altı ilkenin bu açıdan açıklanmasına ve kaybedildiğinde veya zarar verildiğinde nelerin olacağının belirtilmesine gerek vardır.

******çülüğün yeterince anlaşılamamasındaki neden de kanımca buradadır.

Denilenin ayrıntılı ele alınması bu yazının hacmini zorlayacaktır. Sadece amaçların yurttaşa neler sağladığını kısmen belirtelim ve dinamik ideali açıklayalım.

Tam bağımsızlık, dış dünya ile ilişkilerde eşit koşullarda işbirliği yapmak, tek taraflı ödün vermemek, ülke çıkarlarını korumak, ülkenin iç ve dış yönetimini kendi iradesiyle yapıyor olmak, ülkeyi sömürtmüyor ve kullandırmıyor olmaktır.

Böyle bir durumda yurttaş; devleti saygın ve onurlu olduğu için kendisi de saygınlık kazanır; sömürtülmediği için kazancını kendisi harcama imkanı bulur, refah düzeyi artar. Dolayısıyla bağımsızlığın zarar görmesi, doğrudan yurttaşın zarar görmesi demektir. Yurttaşın kişisel ve ortak çıkarı ülke bağımsızlığının devam ettirilmesindedir.

Ulusal egemenlik sistemi, yurttaşı devletin, vatanın, yer altı ve yer üstü ekonomik kıymetlerin sahibi kılan, bunlara ortak eden bir sistemdir. Devletin de, vatanın da tapusu yurttaşların üzerinedir. Mal sahibi yurttaşlar olunca da sistemin asli unsuru yurttaş olmaktadır. Mal sahibi olmanın önceliğine, saygınlığına sahiptirler. Malı üzerinde söz hakkına sahipliğiyle; malının kötü kullanılmasına, zararlı ellere geçmesine ve ortak çıkarlara zarar verici uygulamalara dur diyebilir. Sistemin sağladığı bu hak, bireyleri tekrar kul olmaktan kurtarır, insanca yaşam sürmesini sağlar, temel hak ve özgürlüklerini güvenceye alır. Dolayısıyla ulusal egemenlik sisteminin zarar görmesi, doğrudan yurttaşın .zarar görmesi demektir. Yurttaşın kişisel ve ortak çıkarı, ulusal egemenlik sisteminin devam etmesindedir.
Tam bağımsızlığın ve ulusal egemenliğin olmadığında nelerin olacağını ******'ten öğrenelim:

"Bir devlet tam bağımsızlığına ve bir millet kayıtsız, şartsız egemenliğine malik ve sahip bulunmadıkça, o devlet ve millet için hayat,refah vevşeref olama(z)"4

Ulus hayatının devamı için, refah için, onurlu bir yaşam için devlet tam bağımsızlığına, ulus da egemenliğine sahip çıkmalıdır. Malik olması yeterli değildir.

******çülük bunları amaçladığına göre, bunların sonuçları kişisel ve ortak çıkar olduğuna göre, ******çülük de ortak çıkardır.

Tanımdaki üçüncü amaç olan bölünmez bütünlük konusu ise uzun açıklama gerektirmemektedir. Yaşanan yıllar, bu amacın zarar görmesi halinde olanları ve olacakları göstermiştir. Sonucu, kısa anlatımla kan ve gözyaşıdır. Bu ağır faturanın ödenmemesi herkesin çıkarınadır. Yurttaşın kişisel ve ortak çıkarı bütünlüğün devam etmesindedir.

Tanımdaki dördüncü amaç, dinamik ideale ulaşmaktır. Dinamik ideal, dur noktası olmayan, sürekli ilerleme, gelişme, kalkınmayı öngören bir hedef anlayışıdır. ******çülüğün, Türk ulusunun ulusal hedefidir.
****** dinamik ideali şöyle belirtir:

"Büyük davamız, en medeni ve en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir.

Bu... büyük Türk milletinin dinamik idealidir. Bu ideali en kısa bir zamanda başarmak için, fikir ve hareketi, beraber yürütmek mecburiyetindeyiz"5

Demektedir ki, varlığımızı "en" seviyesine çıkaracağız, bizden ileride, bizden önde ülke, ulus, kültür kalmayacak şekilde ilerleyeceğiz, dünya birinciliğini tutacağız.

******, başka bir demecinde bunu daha açık belirtir:

"... Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, analarımızın ve atalarımızın oldukları gibi, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır"6

Dünya birinciliğini tutma yolunda varlığımız "en" seviyesine getirilecektir. Burada söz konusu olan ulusal varlıktır, ulusal varlığın unsurlarıdır. Ulusal varlık, ulusun ortak sahip olduğu ve ortak ürettiği maddi ve manevi umurlardır. Bunlar; devlet (hayatiyeti, bağımsızlığı), vatan, millet, ekonomik kıymetler (yer altı ve üstü) ve milli kültürdür. İşte bu beş unsur, "en" seviyesine çıkarılacaktır. ****** bu unsurların her birine yönelik hedefleri de belirtmiştir.

Devlet için; istiklali tam; kayıtsız, şartsız bağımsızlık hedefini vermiştir.
Millet için; "Milletimizin hedefi, milletimizin mefkuresi bütün cihanda tam manasıyla medeni bir heyeti içtimaiye olmaktır" 7

Yurt için; "Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız"8

Ekonomi için; "Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız"9

Milli Kültür için; "Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız"10 hedefini vermiştir.

Bu hedeflerin gerçekleşmesi için devletle beraber toplumun, yurttaşların da yolu dinamik ideal yolu olmalıdır. Her yurttaş, her kurum, kuruluş, alanında "en" seviyesine ulaşma gayret ve azminde olmalıdır. "En"e ulaşmayı hedef seçmiş olmalıdır.

Toplumun dinamik ideal yoluna girebilmesi ve bu yolda "en"e doğru ilerleyebilmesi için gayeye inanmışlığın yanı sıra sahip olması gereken nitelikler olmalıdır. ****** bu nitelikleri de verir. Altı nitelik belirtir ve bunların mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle beslenerek geliştirilmesi milli ülkümüzdür, der:11

Yüksek karakterli olma
Yorulmak bilmez çalışkan olma
Geliştirilmiş zekaya sahip olma
Bilime bağlılık
Güzel sanatlar sevgisi
Milli birlik duygusu

Dinamik ideale de yurttaş ve ortak çıkar açısından baktığımızda bundan zarar görecek, bu yol benim çıkarım değildir diyecek düşünülemez. Çünkü ülke kalkınacaktır, sanayileşecektir, iş alanı artacaktır, zenginleşecektir ve herkes bundan nasiplenecektir. Dolayısıyla ******çülüğün dördüncü amacı dinamik ideal de hem kişisel çıkar, hem de ortak çıkardır. Herkesin çıkarınadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kemalist_Devrimci

Kemalist_Devrimci


Mesaj Sayısı : 339
Kayıt tarihi : 04/08/09
Nerden : Kocaeli

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ? Empty
MesajKonu: Geri: ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ?   ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ? EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 3:53 pm

SONUÇ

******çülüğün tanımından ve tanımdaki dört amacının irdelenmesinden çıkan sonuçları iki noktada toplayabiliriz.

Amaçlar; tek tek ve bir bütün halinde ulusun ve yurttaşın çıkarına hizmet etmektedir. Onun insanca yaşamasını, birlik ve huzur içinde refah düzeyinin artmasını, çağdaşlaşmasını amaçlamaktadır. Böyle bir sistemden ne yurttaş ne de ulus vazgeçemez. Dolayısıyla ******çülüğün dinamikliği, bu amaçların ortadan kaldırılması veya amaçlara zarar verilmesi ile bağdaşlaştırılamaz. ******çülüğün günün koşullarına uydurulması demek ulusun günde veya gelecekte ortak çıkarlarına ve dolayısıyla ******çülüğün tanımındaki dört amaca aykırı olamaz. ******çülük'teki değişim ve gelişim; bağımsızlığın, ulusal egemenlik sisteminin ve bütünlüğün iyileştirilmesine, geliştirilmesine; dinamik ideal yolunda ilerlemenin hızlandırılmasına yönelik olmalıdır.

İrdelemeden anlaşıldığı gibi ******çülük, amaçların gerçekleşmesi için, sözden ziyade iştir, bir aksiyon sistemidir. ******'ün dediği gibi "fikir ve hareketin beraber yürütülmek zorunluluğu olan" bir sistemdir. Böyle bir sisteme sadece ******çü Düşünce sistemi demek doğru anlatım olmamakta, sistemi haksız şekilde düşünceye hapsetme olmaktadır.
******çü Düşünce, ******çülüğün karşılığı değildir. ******çülük yerine ******çü Düşünce kullanılmamalıdır.

******çülüğün her yönüyle incelenmesi, anlaşılması ve anlatılması için bu konu bir bilim dalı haline getirilmeli ve bu dala "******oloji" denmelidir.
******oloji, cok disiplinlidir ve tek disiplinli kişilere bırakılamayacak kadar yaşamsal bir daldır. Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 'nin ve Türk ulusunun güvenliği, bekası ve refahı ile ilgili bir daldır. Türkiye, ulusal varlığının devamını sağlamak için çok disiplinli "******ologlar" yetiştirmeli ve bunlarla ******çülüğün öğretilmesini sağlamalıdır.

İsmet GÖRGÜLÜ-Başkent Ün. Öğrt. Üyesi/ADD GYK Üyesi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE Mİ, ATATÜRKÇÜLÜK MÜ?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ******çü Düşünce Sisteminde Kadın ve Eğitimi ::..
» Gerçek ******çülük
» ******çü Düşünce Derneği
» ******çü düşünce ışığında çağdaşlaşma
» ******çü Düşünce Sisteminde Kadın ve Eğitimi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kemalizm :: Kemalizm Nedir?-
Buraya geçin: