L A İ K L İ K

L A İ K L İ K

Laiklik; devlet yaşamında din ile dünya işlerinin ayrı tutulması; dinin devletin yönetimine, siyasete karıştırılmaması anlamına gelir. Laiklik dinsizlik değil; vicdan özgürlüğüdür. Tarih boyunca geri kalışımızın en önemli nedenleri, boş inançlardan, dinimizle hiçbir ilgisi olmayan akıl ve mantık dışı görüşlerden doğmuştur. ****** diyor ki:

Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Saf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altında küfür ve melanetten gelmiştir.

******çülüğün temel ilkelerinden olan laiklik, en çok saldırıya uğrayan, üzerinde bitip tükenmez tartışmalara girişilen ilkelerin başındadır. Laikliği, devrimlerle demokrasinin temel ilkesi sayan gericiler, ******’ü dinsizlikle suçlamaktan çekinmemişleridir. ******, gerçekte ise dini korumuş, dine saygınlık kazandırmıştır.

‘Din, bir vicdan sorunudur. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, ulus ve eyleme dayanan bağmağa çalışıyor, ereğe ve eyleme dayanan bağnazca davranışlardan sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.

Görülüyor ki, ****** dini, bir düşman kurum olarak karşısına almış değildir. Onun karşı olduğu, dinin bir siyasal eylem ve kalkışma aracı olarak kullanılmasıdır.

Onun için Laiklik, ******’ün üzerine titrediği, hiçbir biçimde ödün vermediği devrimlerden biridir. Devletin belli bir dini olamaz. Çünkü bir devlet içinde çeşitli dinlere bağlı insanlar vardır. Belli bir dini resmen kabul etmek, o yurttaşlara üvey çocuk muamelesi yapmaktır.


Sonuç olarak: ****** gerçek dine ve gerçek dinin hizmetinde olan gerçek din adamına değil, ulusumuzu çağdaşlaşma çabalarında duraksatan, engelleyen sahte dincilere düşmandır.