Bayılıyorum bu liberal öğretim üyelerine...
Bunlara bir de köşe veriliyor; "yazmaları" için.
Star Gazetesi'nden Eser Karakaş, kızını alıp Çorum'a gitmiş.
Gözlemlerini yazmış...
Öyle bir üslub ki değme gitsin; Afrika’yı keşfe çıkan misyoner gibi.
Yazısından bir alıntı yapayım:
"Geçtiğimiz hafta Çorum ve Amasya’ya çok kısa bir gezi gerçekleştirdim.
Gezi çok kısa idi, sadece iki gün sürdü ama benim için süresiyle orantılı olamayacak ölçüde öğretici oldu.
Geziden bende kalan önemli izlenimlerden sadece ikisini bugün Star gazetesi okuyucularıyla paylaşmak istiyorum; birinci konu turizme, ikincisi ise siyasete ilişkin.
İsterseniz önce ikincisinden yani siyasetten başlayalım.
Yaşamının büyük bölümünü İstanbul’da geçiren, bu kentte her çevreyle ilişkisi olan biri için Orta Anadolu kentinin ilginç bir imajı vardır.
İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde epey müşterisi olan laikçi söyleme göre Orta Anadolu kentleri artık çağdaşlık, insanlık açılarından kaybedilmiş kentlerdir.
Aynı söylem İstanbul, İzmir gibi kentlerde ancak belirli coğrafyalara sıkışarak yaşadığı iddia edilen bireysel özgürlükler ortamının özellikle Orta Anadolu kentlerinde tümüyle yitirildiğini dile getiriyor.
Çorum’a daha ilk girdiğiniz andan itibaren ise bu İstanbullu laikçi söylemin pek bir anlamı olmadığını görüyorsunuz.
İnsanlar, bu kentlerde gayet rahat bir biçimde kendi yaşamlarının peşindeler, sokaklar fıkır fıkır insan kaynıyor, her ailenin yaklaşık iki arabası var, caddelerde yoğun bir trafik göze çarpıyor. Geziye beraber çıktığım kızıma Çorum’a gitmeden yolculuk sırasında kıyafetlerine biraz özen göstermesini, Bağdat Caddesi’nde olduğu kadar rahat giyinmemesini, nispeten daha kapalı kıyafetleri tercih etmesini önermiş idim.
Kızım, yolculuk esnasında Çorum sokaklarında karşılaştığımız genç kızları bana göstererek benle biraz dalga geçti ve Çorum’un en kapalı giyinen kızının galiba kendisi olduğunu bana hatırlattı.
Bendeniz de doğal olarak kendi pozisyonumdan, bu çok tipik 'oriyantalist' bakışımdan doğrusu rahatsız oldum.
Çorum ve Amasya’da karşılaştığımız, biraz sohbet ettiğimiz AK Parti’ye oy vermemiş kişilerin pozisyonunun da İstanbul’da AK Parti’ye oy vermeyenlerin pozisyonundan çok farklı olduğunu gördük.
İstanbul, İzmir gibi kentlerde AK Parti dışında partilere oy kullanan yurttaşlarda egemen bakış açısı AK Parti karşıtlığı, hatta adeta düşmanlığı, olanak bulsalar bu partiyi ortadan kaldırma arayışı.
Oysa, Çorum ve Amasya gibi Orta Anadolu kentlerinde siyaset ortamı çok daha “normal” bir eksende yürüyor, bir siyasal partiye, mesela AK Parti’ye düşmanlığa kadar varan bir karşıtlık yok; vatandaş seçimde oyunu AK Parti’ye vermemiş ise bu abartılı bir rejim tehlikesinden falan değil, başka bir partiyi ya da adayını daha çok beğendiğinden.
Bu açılardan Orta Anadolu kentlerini çok rahatlamış, normalleşmiş bulduğumu söyleyebilirim."
Alıntı bu kadar.
Şaşırmamak elde değil.
Eser Karakaş bir gün kaldığı Çorum'u nasıl hemen tanıyıp analiz edivermiş böyle.
Ben kırk yıllık Çorumluyum vallahi bunları bilmiyordum!!!
Şaka bir yana;yazısını okuyunca, "yahu bu adamlar gerçekten kofti; bunların bilim adamlığıyla ilgisi filan yok" dedim yanımdakilere.
Demek ki Eser Karakaş Tunceli Pülümer'e gidip dere kenarında güneşlenen kızları görse neler neler yazacaktı.
Yahu insaf ediniz insan kendi yaşadığı ülkesinin gerçeklerinden bu kadar mı uzak olur?
Çorum'da başı açık gezen, modern giyinen kızların pek çoğunun Alevi olduğu nasıl bilmez?
Şehrin tam ortasından geçen yolun Çorum'u ikiye ayırdığını; yolun üst bölümünde niye solcuların alt bölümünde niye sağcıların yaşadığını hiç sorup öğrenmez mi?
Neymiş neymiş Çorumlu AKP'liye İstanbul'daki laiklerin baktığı gibi bakmıyormuş? Breh breh breh..
Desenize onlarca insanın öldüğü Çorum Olayları'nın yaralarını da Eser Karakaş bir çırpıda sarıvermiş.
Uzatmayalım...
İşte bizim liberal takımın Türkiye analizi böylesine üstünkörüdür. Yüzeyseldir.
Kendi inandıklarını doğrulacak olguları ters düz etmekte birebirdirler.
Odatv.com
25 Ağustos 2009
Anasayfa 
