Cübbeli Hoca ile “reyting” duası tutar mı?
Cübbeli Ahmet Hoca namlı zat birkaç gündür bir TV kanalında arz-ı endam ediyor, kafasında fesiyle fetvalar veriyor.
İslam’a göre jetski sefası israf değilmiş, Müslümanlara yüzme, atıcılık ve binicilik emredilmiş… Bu nedenle yüzme havuzu yaptırmak sünnetmiş!
Fantezi sahibi bir Müslüman, Cübbeli Hoca, belli. “Jetski’ye binen cemaat içinde iner” demiyor, açık sözlü. Çocukların oynadığı plastik bebeklere göz koymasını da meşrebine uydurmuştu hatırlayacaksınız. Moda tabirle “metro seksüel” bir hoca olduğunu ispat etti böylece.
İyi de Fatih Altay’lı ve ekürisi Murat Bardakçı niye çanak tuttu buna dersiniz?
Altaylı’nın yönettiği medya grubu Altay’lardan inayet bekliyor biliyorsunuz. Nükleer santral yapacaklar ülkeye, Putin izin verirse. Hükümetle ve dolayısıyla cemaatle ilişkileri sıcak tutmak da önemli. Bunun için nevzuhur gazetelerine cemaatin gazetesinden izinli transferler yaptılar.
Cübbeli reklâmını yine de bu halkla ilişkiler faaliyetinin bir uzantısı sayamıyorum. Başka planlar olmalı bilemediğimiz!
***
Altaylı ve Bardakçı’yı Cübbeli konuklarıyla görünce, eski hikâyeleri hatırladım durup dururken.
12 Eylül’den önce Altaylı soyadı yine ünlüydü. Enver Altaylı, 1963 yılında Talat Aydemir önderliğindeki ihtilal girişimine katıldığı için Kara Harp Okulu'ndan atıldı. Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, Fuat Doğu'nun isteği ile MİT'de çalışmaya başladı. 1977 yılında MİT'ten ayrıldıktan sonra MHP'nin yayın organı Hergün gazetesinde yönetici oldu. MHP Almanya Genel Müfettişliğini yaptı. Alman İstihbaratı ve CIA ile yakın ilişki kurduğu iddia edildi. 12 Eylül sonrasında başlayan MHP davasının sanıkları arasında yer alıyordu. Ünlü CIA ajanı Yahudi asıllı Özbek Ruzi Nazar’ın ve Afganistan zalimi Raşit Dostum’un dostu olarak biliniyordu.
Altaylı soyadının birlikte anıldığı Ruzi Nazar’ın da ilginç bir geçmişi var. 1941 yılına kadar Kızıl Ordu’da görev yapmış. 1941 yılında Kızıl Ordu’dan kaçmış, Almanya'ya giderek Nazilere katılmış ve ünlü Türkistan Biriliğini kurmuş. İkinci Dünya Savaşının ardından Amerikan İstihbarat Teşkilatına katılmış. Sonra ılımlı islam’ın mucidi CIA istasyon şefi Paul Henze ile önemli operasyonlar düzenlemiş. Türkiye ile ilişkileri işte bu tarihlere rastlıyor. Nazar, Henze ile birlikte 1959 yılında Türkiye'nin Amerikan Büyükelçiliğinde diplomat olarak görev yapmaya başlamış.
Ruzi Nazar Türkiye'de görev yaptığı tarihler boyunca farklı kesimlerden birçok ünlü isimle yakın ilişkiler kurdu. Albay Alparslan Türkeş bunlardan biriydi. 1971’de Türkiye'den ayrıldı ve 1974'te de Bonn'daki Amerikan Elçiliğinde görev yapmaya başladı. İşte bu yıllarda da Avrupa’daki Ülkücü Örgütlerle ve kişilerle ilişkileri yoğunlaştırdı. Türkiye'den kaçmak zorunda kalan MHP'li militanların Alman resmi makamları tarafından himayesini sağladı. Rastlantı bu ya, Enver Altaylı da o tarihlerde MHP'nin Almanya Müfettişiydi.
***
Ruzi Nazar’ın, Fethullah Gülen'in yurtdışı okullarının ve para kaynaklarının arkasındaki kişi olduğu da iddia edilmişti bir dönem. Türkiye ile ilişkileri sürdüğü sürece bütün başbakanlarla arası iyiydi. Şimdiki Başbakanımızla da sıkı fıkıydı iddialara göre. Nazar, Erdoğan'la, randevusuz görüşebilip sohbet edebiliyordu. Dostlukları, Başbakan’ın henüz Belediye Başkanı olduğu zamanlarda, Hıdiv Kasrındaki bir özel yemekte başlamıştı. Yazılanlara göre dönemin ABD Büyükelçisi Abramowitz de yemekte hazır bulunuyordu.
***
İlginç bulacaksınız, Bardakçı soyadı da eskiden ünlüydü.
İttihatçı Cemal Bardakçı’nın oğlu İlhan Bardakçı ünlü bir gazeteciydi. 1948 yılında başladığı mesleğini Yeni Sabah, Milliyet, Havadis ve Cumhuriyet gazetelerinde sürdürdü.
Tarihe meraklıydı, eski belgeleri topluyordu. Bir gün bu belgelerden birini Libyalılara verdiği iddiasıyla yakalandı. Libya için casusluk yaptığı iddia ediliyordu, vatana ihanetten yargılandı, 15 yıl hapis cezası alınca yurtdışına kaçtı. 12 Eylül’ün karanlığında olayın ne olduğu doğru dürüst anlaşılamadı.
Yurtdışında geçirdiği o zor günlerde ülkücü Musa Serdar Çelebi evini açtı ona... Altaylı ve Nazar da Çelebi’nin yakın dostlarıydı.
İlhan Bardakçı bu zor zamanları atlattıktan sonra gazeteciliğe devam etti. Uzun yıllar Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. 2000’li yılların başında öldü.
İlhan Bardakçı şimdi meşhur Murat Bardakçı’nın babasıydı. Ama aralarının iyi olmadığı da biliniyordu.
***
Aralarında bir bağlantı imasında bulunmuyorum elbette. Cübbeli Hoca karıştırıyor işleri. İzleyeni büyülüyor adeta!
Bu da büyülenmiş bir faninin yazısı. Cübbeli’yi ekrana çıkmaya devam ederse daha ne çağrışımlar yapar kim bilir?
Orhan Gökdemir
Anasayfa 
